Sabah Kahvaltımızı Tarihi Üsküp Çarşısında yapmak üzere Otelimizden ayrıldık. Kahvaltımızı bir borekcide yaptık, ama maalesef Balkanlar'da bizdeki gibi çay demleme alışkanlığı olmadıgı için böreği kola ile yedik. Daha sonra tarihi çarşıyı dolaşmaya başladık. Murat Pasa Camii, Bedesten, şimdi Sanat Galerisi olarak kullanılan Tarihi Hamam Osmanının mührü olarak dimdik ayakta duruyorlar. Çarşının ticari hayatı çok canlı gözüküyor. Motosikletten taşıyıcı yapanlarla biraz sohbet ettik. Ekmek paralarının pesinde koşuyorlar.
Gümülcine'ye 450 km.lik yolumuzu hatirlayarak yola çıkıyoruz. Yolda bizim için hoş bir surprizle karşılaşıyoruz. Yolumuzun nerdeyse tamamı Otoyol. Bu sebeple çok rahat bir yolculuk geçiriyoruz.
Yunanistan sınırından hemen önce yakıt ikmalini yapıyoruz. Makedonya kapısından çıkış işlemlerimizi yaptırıp Yunan kapısına geldiğimizde boş olan bir sıradaki 3 polisin yanına gelip pasaportları uzatıyoruz. Şaşkınlıkla neden önceki polise ugramadigimizi soruyoruz. Arkaya bakınca yanlışlıkla bankoyu geçtiğimizi görüyoruz. Arkadan bankodaki polis sesleniyor, tamam gitsin diyor, inanamıyoruz işlem yapmadan Yunanistana giriyoruz. Bizim gibi Devlet terbiyesine alışmış vatandaşlar için inanılmaz bir durum, hayırlısı diyor yola devam ediyoruz.
Gumulcine'ye öğleden sonra 3 gibi varıyoruz. Otelimizi bulup yerleşiyoruz. Bir süre dinlendikten sonra etraftaki Türkleri keşfetmek üzere dışarı çıkıyorum. Sokaklar bomboş, bütün dükkanlar kapalı. Bir Türk'ten SultanTepe Restoranını öğreniyorum. Oradan da Camiyi. İkindi namazını soydaslarla eda ettikten sonra çocuklarla yemeğe deliyoruz Sultantepeye. Çorbalar nefis. Pideler çok güzel. Helal olsun Urfalı Ustaya.
Yemekten sonra yürüyerek geziyoruz Gümülcine sehir merkezini. Hoş dükkanlar var. Sehir meydanında havuz kenarında soydaslarla sohbete tutuşuyoruz. Çok rahatmislar son 9 senedir. Murat Kekilli geçenlerde olduğumuz meydanda konser vermiş. 10 sene önce hayal edemezsin diyorlar. Ziraat Bankası açılmış, eskiden olsa 1 gecede yakarlarmış. Bazı Yunanlılar sizin Erdoğan gelsin bizi de kurtarsınlar diyormuş.
Sohbet tatlı, cocukların zoruyla Otele donüyoruz. Bu gece son gecemiz. Yarın sabah Türkiye'ye dönüyoruz inşallah. Allaha şükürler olsun sikintisiz gerçekleştirdik gezimizi.
Bu blog'un yazılmasının bir amacı da bu tür bir gezinin yapilabilirligini anlatmaktir. Sunu gördük ki, Balkanlar bizim memleketimiz ve oradaki geri Turk gerek diğer müslümanların bizim ziyaretimize ihtiyacları var. İnanın böyle bir gezi yapmak Otel tatilinden daha pahalı değil.
Geziyi aracıyla yapacakların problemsiz, bakımlı bir araçla yola çıkmalarını tavsiye ederim. Oralarda servis veya Usta bulmak çok sıkıntılı olabilir.
iPhone 4'umden çok faydalandım. Navigasyon ve harita programları, namaz vakti ve kıble programları isimizi çok kolaylaştırdı. Tabi iyi bir fotograf makinesi edinmek lazım yaşananları güzelde kaydedebilmek için. Ben bu geziyi yaklaşık 3 ay planladım. Bu sekilde yolculuk yapanların yazılarını okudum ve çok faydalandım. Umarım benim yazdıklarım da faydali olur.
Tüm okuyan ve yorum yapanlara saygılar.
- Posted using BlogPress from my iPad